SİTEDEKİ BÖLÜMLER |
|
|
|
|
|
|
=OYUNLAR=
|
|
|
|
|
|
|
=VİDEOLAR=
|
|
|
|
=MP3(TÜRKÇE-YABANCI)=
|
|
|
|
=YAZILAR=
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
=YAZILAR 2=
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
OLİMPİYATLAR HAKKINDA HERŞEY |
|
|
OLİMPİYATLAR
OLİMPİYAT VE TÜRKİYE
1907 TÜRKLERİN OLİMPİYATLARA ÇAĞRILMASI
Olimpiyat’ın babası İstanbul’da
Modern Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin, Uluslar arası Olimpiyat Komitesi’ne üye olacak yeni ülkeler bulmak üzere 1907 yılında dünya turuna çıktı. Bu uzun gezisinde gitmeyi planladığı ülkelerde önceden kendisine yardımcı olacak kimseler bulmak istedi. Bunlar arasında Osmanlı Devleti de vardı. Taht şehri İstanbul’da bulunan Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) edebiyat öğretmenliği yapan Monsieur Juery’ye mektup yazıp, kendisini bir Türk spor adamıyla tanıştırmasını istedi. .
M.Juery’nin aklına gelen ilk isim; Mühendishane-i Hümayun’da (İstanbul Teknik Üniversitesi) cimnastik ve eskrim öğretmenliği yapan Selim Sırrı bey oldu. Her hafta Büyükada’da birlikte idman yaptıkları bir spor öğretmeni ve spor aşığıydı Selim Sırrı bey. İstanbul’a gelen Baron Pierre de Coubertin’i Beyoğlu’ndaki ünlü Tokatlıyan Oteli’nde Selim Sırrı bey ile bir akşam yemeği sofrasında buluşturdu. Baron bu buluşma sırasında hiç zaman kaybetmeden hemen konuya girdi:
-“Dostum M.Juery sizin spor meraklısı olduğunuzu bana söyledi. Ben de çocukluğumdan beri spora aşık bir insanım. Fransa ve İngiltere’de üniversite öğrenimimi tamamladıktan sonra kendimi, bütün servetimle birlikte spora vakfettim. Bir çok eserler yazdım, konferanslar verdim. Asırlardan beri unutulmuş olan Olimpiyat Oyunları’nı yeniden canlandırmak için girişimde bulundum. Oldukça büyük bir servetim var. Bunu bu idealimin gerçekleşmesi yolunda harcamaktayım. 1896’dan beri bu yolda büyük çaba göstermekteyim. Avrupa’nın bir çok ülkesine giderek, oranın saygın kişilerinden kendime temsilciler seçtim. Onlar benim, kendi ülkelerindeki elçilerimdir. Bu elçiler kendi olimpiyat komitelerini kurarak her dört yılda bir Avrupa veya Amerika şehirlerinden birinde yapılacak Olimpiyat Oyunları’na, amatör gençlere lisans vererek göndereceklerdi. Lütfen uygun görürseniz, Osmanlı Devleti’ndeki elçiliği kabul etmenizi rica edeceğim.”
Baron Pierre de Coubertin’in konuşmasını hayranlıkla dinleyen Selim Sırrı bey, kendisine yapılan teklif karşısında çok duygulandıı. Ancak, koyu bir baskı rejiminin hüküm sürdüğü ülkede değil bir cemiyet kurmak, iki kişinin baş başa verip konuşması dahi mümkün değildi. Böyle bir cemiyet kurma yolunda yapılacak en küçük bir girişim dahi insanın başına pek büyük işler açabilirdi. Selim Sırrı Bey derin bir üzüntü ve utanç duydu. Fakat yine de gerçeği anlatmaktan kendini alamadı. Ömür boyunca türlü engellerle karşılaşmış ve büyük mücadeleler vermiş olan Baron Pierre de Coubertin, ona hak verdi.
Fakat ayrılırlarken;
-“Siz yine de benim temsilcim olunuz Selim Sırrı bey” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
-“İleride bir gün hükümetiniz cemiyet kurulmasına izin verirse, siz de Milli Olimpiyat Komitenizi kurarsınız...”
Ve dostça bir hava içinde ayrıldılar...
Tokatlıyan Oteli’ndeki bu konuşmanın üzerinden bir yıl geçmeden ülkemizde Meşrutiyet ilan edildi. Selim Sırrı bey, vatandaşlara dernek kurma serbestisi tanıyan Meşrutiyetin ilanını Baron Pierre de Coubertin’e bir mektupla müjdelerken, Milli Olimpiyat Komitesi’ni kurma girişimine geçtiğini de bildirdi. Nitekim çok geçmeden, Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti adı altında geleceğin Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi kuruldu. Artık Türkiye, dünyanın bu en büyük spor şöleninde sporcuları tarafından temsil edilebilecekti. Bu önemli olay, Türk spor tarihinde bir dönüm noktasıydı.
OLİMPİYAT SEMBOLLERİ
Olimpiyatı simgeleyen sözcükler: citius, altius, fortius.Olimpiyat Oyunları’nın simgeleşmiş parolası latince bu üç sözcükten oluşmaktadır. Modern Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin, eski bir arkadaşı olan Rahip Didon’un öğretmenlik yaptığı okulun bayrağına yazdırdığı bu sözcükleri Olimpiyat Oyunları ruhuna uygun bulduğundan aynen almış ve simge yapmıştır. Bu üç latince sözcük, “Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelen “CITIUS-ALTIUS-FORTIUS”tur.
Olimpiyat bayrağı
Olimpiyat Oyunları’nın bayrağı; beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. Dünyanın beş kıtasını dostluk ve sevgi duyguları içinde birbirine bağlamayı simgeleyen bu halkalardan üçü üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sırasıyla mavi, siyah ve kırmızı; alttakiler ise sarı ve yeşildir. Bu renkler önceleri kıtalara göre değerlendirilip, daha sonra ise Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu beş rengin Olimpiyat Oyunları’na katılan üye ülkelerin bayrak renklerini simgelediğini açıklamıştır. Olimpiyat Bayrağı, 1920 Anvers Oyunları’ndan bu yana dalgalanır. Bu bayrak 6-12 Mayıs 1913 günleri arasında yapılan toplantıda Uluslararası Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu ve Başkanı Baron Pierre de Coubertin’in teklifiyle genel kurula sunulup, ittifakla kabul edildi.
Olimpiyat yemini
Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni sırasında oyunlara katılan bütün sporcular Olimpiyat Yemeni eder. Bu yemini, organizatör ülkenin ünlü bir sporcusu, bütün sporcular adına söyler. Yemin şöyledir:
- “Olimpiyat Oyunları’nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz.”
Bu yemin de 1920 Anvers Oyunları ile olimpiyat tarihinde yerini aldı. Yemini ilk kez Anvers’te Belçikalı ünlü eskrimci Victor Boin etti.
Olimpiyat meşalesi
Olimpiyat Meşalesi, Yunanistan’ın Olemp Dağı’nda, güneş ışığından dev mercekler vasıtasıyla tutuşturulur. Meşale, oyunların yapılacağı ülkeye kadar elden ele teslim edilmek suretiyle geçtiği ülkelerin atletleri tarafından taşınmakta ve olimpiyat yapılacak stadyumdaki dev meşale bu meşaleyle tutuşturulmaktadır. Ve açılış töreninde yanan meşale kapanış töreni sonuna kadar sönmez. Olimpiyat Meşalesi, 1936 Berlin Oyunları ile olimpiyat tarihine girdi.
Olimpiyat madalyası
Olimpiyat Oyunları’nda birinciliği kazanan sporculara altın, ikincilere gümüş, üçüncülere de bronz madalyalar verilir. Madalyaların altın ve gümüş olanları kaplamadır. 60 milimetre çapında ve üç milimetre kalınlığındaki bu madalyaların bir yüzünde, 1928 yılından beri İtalyan sanatçısı Gossoioli tarafından çizilen, elinde zafer çelengi tutan Zafer Tanrıçası Nike’ın kabartması yer alır. Madalyanın arka yüzünde ise, olimpiyatı düzenleyen ülkenin amblemi bulunur.
|
OLİMPİYAT OYUNLARININ TARİHÇESİ
Dünyada 4 yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda din, dil, ırk ayrımı gözetilmeksizin tüm sporcular biraraya gelir. Bu spor şöleninde kurallara bağlı kalarak, dürüstçe ve kardeşçe bir yarışın içine girilir. Olimpizm anlayışını uygulamaya koyarak insanın dengeli gelişimini gerçekleştirmek ise olimpik hareketin temel hedefidir.
Günümüzde yapılan Modern Olimpiyat Oyunları'nın kökeni Antik Yunan'da yapılan şenliklere dayanır. İlk olimpiyatlar, Eski Yunan'da Tanrı Zeus adına yapılan şenliklerdi. M.Ö. 776 yılında Yunanistan'ın Olimpia bölgesinde, Isparta Kralı Likorgos'un da önerisiyle yapılan şenlikler, tarihteki ilk olimpiyat oyunlarını temsil eder. Önceleri 32 metre genişliğinde, 192 metre uzunluğunda bir pistte sadece 1 gün süren koşullardan oluşan oyunlara sonraları değişik mesafelerde yarışlar, disk ve cirit atma, uzun atlama, boks, güreş, atlı araba yarışları gibi branşlar eklenerek şenliklerin süresi de 5 güne çıkarıldı. İlk başlarda ölülerin ruhlarının 8 yılda bir dirileceği inancıyla 8 yılda bir düzenlenen oyunlar, daha sonra 4 yılda bir yapılmaya başlandı.
Sadece Yunanlı erkeklerin katılabildikleri yarışlar, çıplak olarak yapılır ve kadınlar tarafından seyredilemezdi. Oyunlara katılan yarışmacılar, 10 ay önceden çalışmalara başlar, şenliklerden 1 ay önce de Elius'a gelerek rakipleriyle birlikte sıkı bir çalışma içine girerlerdi. Oyunlarda yarışmacılara ödül olarak zeytin dalından yapılmış çelenkler takılırdı.
M.Ö 146'da Yunanistan'ın Romalılar tarafından işgal edilmesi üzerine oyunlar Atina'ya alındı. M.S 392 yılında Bizans İmparatoru 2. Theodosius, Olimpiyat Oyunları'nın yapıldığı stadyum ve tapınarları yıkarak olimpiyat geleneğine son verdi. Ayrıca M.S. 522 ve 551 yıllarında yaşanan iki deprem ve sel felaketi de bu tesislerde büyük hasar meydana getirerek Eski Olimpiyat Oyunları'nın izlerini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.
Modern Olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertın'dir. İlk Modern Olimpiyatlar ise 1896 yılında Atina'da düzenlendi ve ardından her 4 yılda bir yapılmaya başladı
|
YILIN MADALYA SIRALAMASI
1896 Atina'dan, 2000 Sydney'e süregelen Olimpiyat Oyunları'nın 104 yıllık tarihinde; eşiğinde olduğumuz oyunlar öncesi 128 ülkenin sporcuları şeref kürsüsüne çıktılar; altın, gümüş ve bronz madalyaları paylaştılar.
Spor dünyasının bu en büyük gösterisinde ABD'li sporcular 859 altın, 653 gümüş, 580 bronz olmak üzere toplam 2092 madalya ile birinci sırayı alırken, Türk sporcuları 33 altın, 16 gümüş, 15 bronz, toplam 64 madalya ile 34. sırada bulunuyor. Türkiye bu sonuçla 94 ülkenin sporcularını toplama göre olan madalya sıralamasında geride bırakmış durumda. Altın madalya sayısına göre yapılan sıralamada ise Türkiye'yi 29. sırada görüyoruz.
Toplam sayıya göre Yaz Olimpiyat Oyunları'ndaki 'genel' madalya dağılımı
Ülkeler |
Altın |
Gümüş |
Bronz |
Toplam |
1.ABD
|
859
|
653
|
580
|
2092
|
2.Sovyetler Birliği
|
395
|
319
|
296
|
1010
|
3.İngiltere
|
174
|
225
|
220
|
619
|
4.Fransa
|
173
|
184
|
198
|
555
|
5.İtalya
|
172
|
137
|
154
|
463
|
6.İsveç
|
134
|
151
|
170
|
455
|
7.Doğu Almanya
|
159
|
150
|
136
|
445
|
8.Macaristan
|
148
|
130
|
155
|
433
|
9. Almanya
|
134
|
132
|
155
|
421
|
10. Avusturalya
|
102
|
110
|
135
|
347
|
11.Federal Almanya
|
77
|
104
|
120
|
301
|
12.Japonya
|
97
|
97
|
102
|
296
|
13.Finlandiya
|
99
|
80
|
113
|
292
|
14.Romanya
|
74
|
83
|
108
|
265
|
15.Polonya
|
56
|
72
|
113
|
241
|
16.Kanada
|
50
|
80
|
98
|
228
|
17.Çin Halk Cumhuriyeti
|
80
|
79
|
64
|
223
|
18.Hollanda
|
61
|
66
|
83
|
210
|
19. Bulgaristan
|
48
|
82
|
65
|
195
|
20.İsviçre
|
42
|
69
|
57
|
168
|
21. Rusya
|
58
|
52
|
46
|
156
|
22. Danimarka
|
37
|
61
|
57
|
155
|
23.Güney Kore
|
46
|
51
|
57
|
154
|
24.Çekoslovakya
|
49
|
49
|
44
|
142
|
25.Küba
|
55
|
44
|
38
|
137
|
26. Belçika
|
35
|
50
|
49
|
134
|
27.Norveç
|
45
|
42
|
40
|
127
|
28. Bağımsız Devletler Topluluğu
|
45
|
38
|
29
|
112
|
29. Yugoslavya
|
28
|
32
|
33
|
93
|
30. Yunanistan
|
24
|
35
|
34
|
93
|
31. Avusturya
|
17
|
29
|
32
|
78
|
32. İspanya
|
25
|
28
|
22
|
75
|
33. Yeni Zelanda
|
30
|
12
|
32
|
74
|
34. Türkiye
|
33
|
16
|
15
|
64
|
35. Güney Afrika
|
19
|
20
|
24
|
63
|
36. Brezilya
|
12
|
19
|
35
|
56
|
37. Kenya
|
16
|
20
|
18
|
54
|
38. Arjantin
|
13
|
23
|
18
|
54
|
39. Meksika
|
10
|
15
|
22
|
47
|
40. Ukrayna
|
12
|
12
|
22
|
46
|
41. İran
|
8
|
13
|
19
|
40
|
42. Jamaika
|
5
|
20
|
12
|
37
|
43. Beyaz Rusya
|
4
|
9
|
19
|
32
|
44. Kuzey Kore
|
8
|
7
|
15
|
30
|
45. Estonya
|
8
|
6
|
12
|
26
|
46. Etiyopya
|
12
|
2
|
10
|
24
|
47. İrlanda
|
8
|
6
|
9
|
23
|
48. Çek Cumhuriyeti
|
6
|
6
|
7
|
19
|
49. Kazakistan
|
6
|
8
|
4
|
18
|
50. Portekiz
|
3
|
4
|
10
|
17
|
51. Nijerya
|
2
|
8
|
7
|
17
|
52.Hindistan
|
8
|
3
|
5
|
16
|
53.Mısır
|
6
|
5
|
5
|
16
|
54. Endonezya
|
4
|
7
|
5
|
16
|
55.Moğolistan
|
-
|
5
|
9
|
14
|
56. Cezayir
|
4
|
2
|
6
|
12
|
57. Pakistan
|
3
|
3
|
4
|
10
|
58. Hırvatistan
|
2
|
3
|
5
|
10
|
59. Uruguay
|
2
|
2
|
6
|
10
|
60. Letonya
|
1
|
6
|
3
|
10
|
61. Tayland
|
2
|
1
|
6
|
9
|
62. Şili
|
-
|
6
|
3
|
9
|
63. Filipinler
|
-
|
2
|
7
|
9
|
64. Litvanya
|
3
|
-
|
5
|
8
|
65. Slovakya
|
2
|
4
|
2
|
8
|
66. Trinidad
|
1
|
2
|
5
|
8
|
67. Venezuella
|
1
|
2
|
5
|
8
|
68. Gürcistan
|
-
|
-
|
8
|
8
|
69. Kolombiya
|
1
|
2
|
4
|
7
|
70. Bahamalar
|
2
|
2
|
2
|
6
|
71. Slovenya
|
2
|
2
|
2
|
6
|
72. Özbekistan
|
1
|
2
|
3
|
6
|
73. Tunus
|
1
|
2
|
3
|
6
|
74. Porto Riko
|
-
|
1
|
5
|
6
|
75. Çin Hindi
|
-
|
3
|
2
|
5
|
76. Fas
|
-
|
1
|
4
|
5
|
77. Tayvan
|
-
|
1
|
4
|
5
|
78. Azerbaycan
|
2
|
1
|
1
|
4
|
79. Peru
|
1
|
3
|
-
|
4
|
80. Kostarika
|
1
|
1
|
2
|
4
|
81. Namibia
|
-
|
4
|
-
|
4
|
82. Lübnan
|
-
|
2
|
2
|
4
|
83. Moldova
|
-
|
2
|
2
|
4
|
84. Gana
|
-
|
1
|
3
|
4
|
85. Bohemya
|
-
|
1
|
3
|
4
|
86. İsrail
|
-
|
1
|
3
|
4
|
87. Lüksemburg
|
2
|
1
|
-
|
3
|
88. Ermenistan
|
1
|
1
|
1
|
3
|
89. Kamerun
|
1
|
1
|
1
|
3
|
90. Irak
|
-
|
1
|
2
|
3
|
91. İzlanda
|
-
|
1
|
2
|
3
|
92. Suriye
|
1
|
1
|
-
|
2
|
93. Mozambik
|
1
|
-
|
1
|
2
|
94. Surinam
|
1
|
-
|
1
|
2
|
95. Tanzanya
|
-
|
2
|
-
|
2
|
96. Bileşik Arap Cumhuriyeti
|
-
|
1
|
1
|
2
|
97. Haiti
|
-
|
1
|
1
|
2
|
98. Suudi Arabistan
|
-
|
1
|
1
|
2
|
99. Trinidad Tobaco
|
-
|
1
|
1
|
2
|
100. Antiller
|
-
|
-
|
2
|
2
|
101 Katar
|
-
|
-
|
2
|
2
|
102. Panama
|
-
|
-
|
2
|
2
|
103. Zimbabve
|
1
|
-
|
-
|
1
|
104. Brundi
|
1
|
-
|
-
|
1
|
105. Ekvador
|
1
|
-
|
-
|
1
|
106. Hong Kong
|
-
|
1
|
-
|
1
|
107. Fildişi Sahilleri
|
-
|
1
|
-
|
1
|
108. Hollanda Antilleri
|
-
|
1
|
-
|
1
|
109. Senegal
|
-
|
1
|
-
|
1
|
110. Seylan
|
-
|
1
|
-
|
1
|
111. Singapur
|
-
|
1
|
-
|
1
|
112. Tongo
|
-
|
1
|
-
|
1
|
113. Vietnam
|
-
|
1
|
-
|
1
|
114. Virjin Adaları
|
-
|
1
|
-
|
1
|
115. Bermuda
|
-
|
-
|
1
|
1
|
116. Cibutu
|
-
|
-
|
1
|
1
|
117. Dominik
|
-
|
-
|
1
|
1
|
118. Galler
|
-
|
-
|
1
|
1
|
119. Guyana
|
-
|
-
|
1
|
1
|
120. İskoçya
|
-
|
-
|
1
|
1
|
121. Malezya
|
-
|
-
|
1
|
1
|
122. Nijer
|
-
|
-
|
1
|
1
|
123. Uganda
|
-
|
-
|
1
|
1
|
124. Barbados
|
-
|
-
|
1
|
1
|
125. Kırgızistan
|
-
|
-
|
1
|
1
|
126. Kuveyt
|
-
|
-
|
1
|
1
|
127. Makedonya
|
-
|
-
|
1
|
1
|
128. Srilanka
|
-
|
-
|
1
|
1
|
|
Efsane Sporcular
Olimpiyat Oyunları bizlere sadece sportif bir eğlence sunan organizasyonlar değildir. Oyunların dünyaya kazandırdığı en önemli kazanımlardan biri de yarattığı kahramanlardır.
Bu kahramanlar Olimpiyat ruhunun somutlaştığı en iyi örneklerdir.
Şampiyon olan atletlerin arasında gerek şartlardan doğan, gerekse fiziksel engeller nedeniyle rakiplerine göre bir adım geriden yarışa başlayan bir çok sporcu vardı.
Bunlardan biri de Macar atıcı Karoly Takacs'dı.
Takacs, Macar ordusunda astsubaydı. Bir gün elinde tuttuğu el bombasını atmakta geç kalınca bomba elinde patladı ve sağ elini kopardı.
Ancak Takacs, hayata bağlı bir insandı. Zayıf olan sol eliyle ateş etme alıştırmaları yapmaya başladı.
1948 yılındaki Olimpiyatlarda tabanca ile atış müsabakalarında iki altın madalya kazandı; 580 puan topladı. Bu puanlarla mevcut dünya rekorunu da kırmış oluyordu.
4 sene sonraki Olimpiyatlarda ise 579 puan toplayarak iki altın daha kazandı.
ABD'li sprinter Wilma Rudolph 1960 Roma oyunlarında tüm izleyicilerin kalbini kazanmıştı. Rudolph, 100, 200 metrede ve 4x400 metre bayrak yarışında toplam 3 altın madalya kazanarak zor bir başarı elde etmişti. Ama Rudolph'un izleyenlerin kalbini kazanmasına asıl neden olan bu şampiyonluklar değildi.
Rudolp tam 22 kardeşin 20.siydi. Çocukluğunda çocuk felci geçirmişti ve sekiz yaşına kadar dayanaksız yürüyememişti. Bir bacağı neredeyse hiç tutmuyordu. Ama büyük bir direnç ve sebatla çocuk felcini yenmeyi başardı ve üç altın madalyanın sahibi oldu.
Üçüncü yaz olimpiyatlarında, Londra'da, İtalyan atlet Dorando Petri, bedenin ruhla mücadelesini en şiddetli şekilde yaşadı. Londra Olimpiyatı'nda maraton ilk defa bugünkü resmi 42195 metrelik uzunlukta koşuldu. Yarışın bu ölçüde olmasının nedeni tamamen Prenses Mary'nin yarışın başlangıcını yatak odasının penceresinden izlemek istemesiydi.
Petri, yarışın sonlarında stadyuma girdiğinde çok yorgun bir halde idi. Girince yanlış yöne döndü ve koşmaya devam etti. Hakemlerin uyarısı ile doğru yönde koşmaya devam etti. Ama öyle halsizdi ki piste yığıldı kaldı. Kaldırdılar.
Bitiş çizgisine yetkililer tarafından adeta taşınarak götürülünceye kadar 3 kez daha düştü.
Bitiş çizgisini bu şekilde birinci olarak geçti. İtalyan bayrağı derhal göndere çekildi. Ancak ikinci sırada gelen ABD'li Johnny Hayes, bu duruma itiraz etti. İtiraz haklıydı. Altın madalya Hayes'e verildi.
1984 Olimpiyatlarında ABD'li Greg Louganis, kule ve tramplen müsabakalarında iki altın madalya kazandı. Aynı başarıyı 4 sene sonra Seul'de yinelemek istiyordu.
Ancak elemelerde başını sıçrama tahtasına çarptı. Kafasına dikiş atılması gerekiyordu. Dikişler atıldı atılmasına ama Louganis müsabakadan çekilme niyetinde değildi. Ertesi gün havuza geri döndü. Ve o unutulmaz duble dublesini gerçekleştirdi.
Her kahraman hak ettiği övgüyü kazanamıyor ne yazık ki.
1912'de Stockholm'de Jim Thorpe, dünyanın gördüğü en mükemmel atlet olduğunu kanıtladıktan sonra diskalifiye edildi.
Pentatlon ve dekatlonda altın madalya kazanması büyük bir sürpriz olarak karşılandı. Kral Gustav V kendisini bizzat kutladı; madalyasını kendi elleri ile Thorpe'un boynuna taktı ve takarken "Beyefendi, siz dünyanın en büyük atletisiniz" dedi.
Thorpe'un diskalifiye edilmesi bundan bir sene sonra gerçekleşti.
1909-1910 tarihlerinde yarı profesyonel beyzbol oynamıştı. Bu da amatör sporcu statüsüne aykırı bir durumdu. Madalyaları elinden alındı. Kendisinden sonra gelen sporculara verildi. Ama bu sporcular sonradan verilen madalyaları kabul etmediler. 1950'de yüzyılın ilk yarısının en iyi atleti seçildi. 1982 yılında ise madalyaları kendisine manevi olarak iade edildi. Çünkü Thorpe 1953'te ölmüştü. |
Yüz Karaları
Her Olimpiyat oyununda kahramanlar çıkar; izleyenlerin, sporseverlerin beyninde silinmez izler bırakır. Ama unutulmaz olmak için kahraman olmak şart değil. 1904'teki St Louis oyunlarında yaşanan Fred Lorz olayından beri oyunlarda yüz karası sporcular da çıkmış ve Olimpiyat tarihinin sayfalarında silinmez izler bırakmışlardır.
ABD'li Fred Lorz bir maraton koşucusuydu. Yarış başladığında stadyumu ilk terk eden koşucu Lorz olmuştu. Pek enerjik bir hali vardı.
Ancak sonradan bacağına bir kramp girdiği ve bir arabaya bindirildiğini ilk başta kimseler bilmiyordu. Ne var ki bindirildiği araba yolda bozuldu. Lorz tekrar koşmaya başlayarak yarışı bitirdi. Üstelik birincilikle. Ama yaptığı üçkağıdı itiraf etti Lorz yaptığının bir şaka, komik bir şey olduğunu düşünüyordu ama Olimpiyat komitesi aynı görüşte değildi.
Unvanı alındı ve ABD'li Thomas Hicks'e verildi. Lorz ömür boyu yasak aldı ancak bir sene sonra yarışmalara girmesine izin verildi.
Cinsiyetleri üzerinde şüpheler bulunan atletler de önemli bir sıkıntı kaynağı oldular.
Polonya asıllı Stella Walasiewicz (sonradan ABD vatandaşı olacaktı) 1932 ve 1936 bayanlar 100 metre yarışlarında altın ve gümüş madalya kazandı. 1980'de bir cinayete kurban gidince kendisinde erkeksi özellikler bulunduğu ve kadın cinsel organına sahip olmadığı görüldü.
Alman Dora Ratjen 1936'da yüksek atlamada dördüncü olduktan sonra kendisinin kadın kılığına girmiş bir erkek olduğu anlaşılmıştı.
1968'de kadın sporculara cinsiyet testi yapılmasının dayanağı olarak bu olay gerekçe gösterildi.
Rus eskrimci Boris Onischenko Montreal 1976'da çok kurnaz bir hile yaptı. Kılıcını, puan kazandırıcı vuruş yapmasa bile elektronik donanımı aldatacak şekilde ayarladı. Bir altın ve iki gümüş madalya sahibi sporcu 1976'da bu yolla mücadele edip kazanmaya çalıştığı ortaya çıkınca diskalifiye edildi. 1972'de düzenlenen oyunlarda yine aynı yöntemle mücadele edip etmediği ise uzun süre tartışıldı.
1960 Roma Olimpiyatları'nda, iki Danimarkalı bisikletçi yarış sırasında düşüp bayıldılar. Bir tanesi, Knut Jensen, başını yere çarptı ve öldü. Önce güneş çarpması sanılan olayın kan dolaşımını stimüle eden ilaç almaktan meydana geldiği otopsi sonrasında anlaşıldı.
Ama ilaç kullananların en ünlüsü ve en büyük 'yüz karası' hiç kuşkusuz Kanadalı sprinter Ben Johnson.
1988 Seul Olimpiyatları'nda 100 metrede 9.79 sn ile dünya rekoru kırdı. Müthiş bir dereceydi bu. 3 gün sonra doping testinde ilaç kullandığı anlaşılınca birincilik Carl Lewis'e geçti. Johnson'ın 60 metre ve 100 metre kapalı salon rekorları da geçersiz ilan edildi.
1991'de spora geri dönen atlet 2 sene sonra bir daha doping yapınca ömür boyu yasaklanma cezası aldı. Sonradan yaptığı bir açıklama ile 1980'den beri doping yaptığını itiraf etti.
İrlandalı Michelle De Bruin de 1990'ların sonlarında bir skandalın başkahramanı olmuştu. De Bruin 1996'da 3 altın ve 1 bronz kazandı. Bu beklenmedik bir başarıydı. ABD kamuoyu ve basını bu madalyaları sorgulamaya başladı. 1998 yılında yüzücünün idrar testi tahlillerinde doping maddesine rastlandığı açıklandı. Ancak unvanları ile madalyalarına dokunulmadı. |
Unutulmaz Olaylar
1920 ANVERS
Mahkemeye düşen şampiyon
Bayrak yarışında birinciliği elde eden ABD ekibinde yer alan Morris, kürsüden inip boynunda madalyası ile birlikte soyunma odasına gitti. Ancak kapı kilitli olduğu için odaya pencereden girdi. Az sonra kapı dışarıdan açıldı. İçeri girenler Moris’i hırsız zannetti ve Morris altın madalyasıyla mahkemeye düşen ilk şampiyon oldu.
1924 PARİS
Coubertin’den veda
Futbol müsabakalarına katılan Uruguay, Çekoslovakya ve Arjantinli futbolcuların gizli profesyonel oldukları anlaşıldı. Olimpizm prensiplerine aykırı olan bu olay, modern olimpiyatların kurucusu Coubertin’in Olimpiyat Komitesi Başkanlığı’ndan ayrılmasına neden olmuştu.
1928 AMSTERDAM
Hastanelik eden yarış
Bu oyunlarda ilk kez açılışta güvercinler uçuruldu ve program boyunca statta bir meşale yandı. Ayrıca 22 atletin katıldığı 800 metre bayanlar yarışında mesafenin uzun gelmesi nedeniyle 6 atlet yarışı terk etti, 4 atlet hastanelik oldu. Birinciliği kazanan Alman Linda Radge aylarca sağlığına kavuşamadı. Bu durumda 800 metre bayanlar yarışı kaldırıldı, 30 yıl sonra tekrar konuldu.
1932 LOS ANGELES
Uçan Finli oyunlara alınmadı
Son üç olimpiyatta 1500, 5 bin ve 10 bin metrelerde toplam 10 madalya alan Uçan Finli lakaplı Paavo Nurmi, maraton koşmak için Los Angeles’a gelmişti. Ancak ABD’de kendisine çeşitli hediyeler verildiği için açılışa bir gün kala profesyonel ilan edildi ve oyunlara katılmasına izin verilmedi.
1948 LONDRA
Havuzda panik
100 metre bayanlar serbest yüzme olimiyat şampiyonu Danimarkalı Greda Andersen, katıldığı 400 metre yarışının sonlarına doğru havuzda bayıldı. Boğulmak üzere olan Andersen’i tribünden atlayan bir bayan seyirci kurtardı.
1952 HELSİNKİ
Çılgın Alman
Açılış töreninde Barbara Rotraut adında bir Alman, şeref tribününden fırlayarak mikrofonu kapmak istedi. 80 bin kişiye hitap etmek isteyen üniversite öğrencisinin daha sonra akli dengesinin bozuk olduğu anlaşıldı.
1956 MELBOURNE
Macarlar başkaldırdı
Sovyetler Birliği’nin Macaristan’ı işgal etmesi oyunları tehlikeye soktu. Olimpiyatlar sırasında Macaristan-Sovyetler Birliği sutopu maçında sporcular topu değil birbirlerini kovaladılar.
1960 ROMA
Çıplak ayaklı şampiyon
Afrikalı Ababe Bikila, ülkesini çeyrek asır önce işgal eden İtalyanlara ders verircesine çıplak ayakla koştuğu maraton koşusunda birinci geldi. Bikila, olimpiyatlarda kendi bayrağı altında koşarak birinci gelen ilk yerli Afrikalı şampiyon oldu.
1964 TOKYO
Türk bayrağı çalındı
Olimpiyat köyünde asılı olan Türk bayrağının çalınmasından sonra Japon yetkililer, bayrağın bir Türk hayranı tarafından alınmış olabileceğini belirttiler. Daha sonra aynı ebatta bir Türk bayrağı bulanamadığı için, büyük ebatta bir Türk bayrağı olimpiyat köyüne çekildi.
1972 MÜNİH
Kanlı olimpiyat
Kara Eylül Örgütü’nün 200 tutuklu Filistinlinin serbest bırakılması amacıyla, İsrail kafilesine yaptığı baskın kanlı sonuçlandı. Çıkan çatışmada 11’i İsrailli, 5’i gerilla ve biri de Alman olmak üzere 17 kişi yaşamını yitirdi.
1976 MONTREAL
Kara Afrika’dan tavır
20 Afrika ülkesi, Güney Afrika ile rugby maçı oynayan Yeni Zelanda’nın oyunlardan çıkartılmasını istedi. Bu kez Uluslararası Olimpiyat Komitesi direndi ve bu isteği geri çevirdi. 20 Afrika ülkesi de bavullarını toplayıp ülkesine döndü.
1980 MOSKOVA
Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal edince aralarında ABD, Kanada, Federal Almanya, Japonya ve Türkiye’nin bulunduğu 66 ülke Moskova Olimpiyatları’nı boykot etti.
1984 LOS ANGELES
Sosyalistlerin intikamı
Bu kez 4 yıl önce yaşanan olay tersine döndü. Sosyalistler Moskova’nın intikamını aldı ve Los Angeles Oyunları’nı boykot etti. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı gerekçesiyle boykot edilen oyunlara demirperde ülkelerinden yalnızca Romanya katıldı.
1988 SEUL
Doping olimpiyatı
Toplam 33 rekorun kırıldığı Seul Olimpiyatları’nda en önemli olay Ben Johnson’un doping yapmasıydı.
|
Bilinmeyenler
1 - 1932 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarında Amerikalı bayan Atletler, 100 metre yarışında başarılı olamadılar. Bu mesafede yapılan yarışı Polonya'da doğmasına karşın çok küçükken Amerika'ya gelen ve burada yaşayan Stanislawa Walasiewicz kazandı. Amerika'da Stella Walsh olarak tanına bu atlet, Olimpiyatlar'da tam Amerika adına koşmasını sağlayacak işlemler tamamlanmak üzeydi ki son bir karar değişikliği ile Polonya adına koşacağını açıkladı. Olimpiyat seçmelerinde ve finalde dünya rekorunu egale eden Walsh, spor hayatı boyunca pek çok başarıya imza attı. Kanada'nın bu oyunlar için yayınladığı raporda "erkekler gibi uzun fulelerle" koşuyor şeklinde anlatılan bu sporcu, 1980 yılında, bir süpermarketi soyan hırsızlar tarafından öldürüldü. Yapılan otopsi sonucu, herkesin uzun yıllar bayan atlet olarak bildiği bu sporcunun kadın değil erkek olduğu ortaya çıktı.
2 - Eski Olimpiyatlar'da müsabakalar tamamiyle kişisel sporlardan oluşuyordu; bunun için o dönemde hiçbir takım oyununa rastlanmamıştır. Yine o dönemde olimpiyatlarda mücadele edecek olan sporcular mutlaka çıplak yarışırlardı. Sporcuların ciltlerinin güneşten etkilenmemesi için vücutlarına zeytinyağı sürülürdü.
3 - "Pentatlon" denen ve M.Ö. 708 yılında programa dahil edilen koşu, uzun atlama, disk atma, mızrak atma ve güreş gibi beş spor dalından oluşan kategori Yunanca'da "Penta" (beş) anlamına gelen kelimeden gelmektedir.
4 - 1912 yılındaki Olimpiyat Oyunları'nda enteresan olaylar yaşanıyordu. Yüzmeden güreşe kadar bir dizi hakem komedisi yaşanmıştı. Son olarak güreşte ilginç bir olay yaşandı. O tarihte uygulanan kurallara göre güreş müsabakalarında, taraflardan birinin galip gelebilmesi için rakibini mutlaka tuşlaması gerekiyordu. Bu nedenle birbirine üstünlük sağlayamayan güreşçiler, deyim yerindeyse kaçak güreşiyor, işi uzattıkça uzatıyorlardı. Yine böyle bir yarı finalde, tam dokuz saat güreşen sporcular birbirine üstünlük sağlayamamıştı. Bu durumdan sıkılan hakemler de müsabakayı durdurup her ikisine birer gümüş madalya vererek sonuca varmışlardı. Yine aynı yıl bir başka güreş müsabakasının yarı finali 11 saat 40 dakika sürmüş, yarı finalin galibi aşırı yorgunluk nedeniyle ertesi günkü finale çıkamamıştı. Buna rağmen kendisine gümüş madalya verildi.
5 - 1908'de ki Olimpiyatlar'da Maraton yarışında birinciliği kazanan İtalyan atleti Dorando Upietri birkaç kez düştüğü ve hakemlerin yardımıyla finiş çizgisine ulaştırıldığı yarışmada birinci olmuştu. Ancak bu olay sonrasında Pietri, diskalifiye edilince deyim yerindeyse yer yerinden oynadı. Kraliçe, Pietri'yi özel bir kupa ile mükafatlandırdı. Diskalifiye edilecek bir atletin neden yerden kaldırılıp koşmaya zorlandığı sorusunun cevabı tam 48 yıl sonra 1956 yılında hayata gözlerini yuman son hakemden geldi. Hakemin ölüm döşeğindeki sözlerine göre gerçek şuydu: Dorando Pietri, doping aldığından hakemler kendisini koşturmak zorunda kalmışlardı. Onun gibi öldürücü bir yarış çıkaran bir atleti halkın gözünde suçlu göstermek istememişlerdi.
6 - Yine 1908 Olimpiyat oyunlarında 110 metre engelli koşunun finalinde Amerikalı atlet F.C. Smitson, elinde incille yarışmak istemiş, yönetmeliklerde bunu engelleyici bir kural olmadığından incille koşmuştu.
7 - Johnny Weissmuller, 1924 Paris Olimpiyat Oyunları'nın yıldızları arasında yerini alan sporculardan biri oldu. Weissmuller, 100 ve 400 metre serbestte stile ek olarak 4x200 metrede birinci olan takımda yer alarak 3 birincilik elde etti. Su topunda 3. olan Amerikan takımında da oynayan efsane yüzücü bu oyunlarda 3 altın 1 bronz madalya alarak "Havuzların Kralı" oldu.. Weissmüller, dört yıl sonra yapılan Amsterdam Oyunları'nda da 2 altın madalya alarak adını Olimpiyat tarihine altın harflerle yazdırdı. "Havuzların Kralı" daha sonraları, Hollyood'da 12 tane Tarzan filminde başrol oynayarak "Ormanlar Kralı" oldu.
8 - Olimpiyat bayrağı ilk kez 1920 Answers'de göndere çekildi. Birbirine geçmiş siyah, kırmızı, mavi, yeşil ve sarı halkalardan oluşan bayrak, Olimpiyatların kurucusu Coubertin tarafından çizildi. Bayraktaki halkaların her biri bir kıtayı temsil ederken, halkaların renkleri de tüm ülkelerin bayraklarındaki bir rengi temsil ediyor.
9 - Olimpiyat Oyunları'nda ilk kez elektrikli kronometre ve fotofiniş aletleri 1908'deki Londra Olimpiyat Oyunları'nda kullanıldı. Kullanılan aletler bugün ile kıyaslandığında çok ilkeldi belki, ama o günün şartları akla getrildiğinde çok ama çok büyük bir gelişme idi.
10 - M.Ö. 776 yılında tek bir yarışma olan 192 metrelik koşu ile başlayan olimpiyatlara zamanla koşu mesafelerinin değişmesi ile yeni koşular eklenmiştir. Daha önce bir günde gerçekleştirilen müsabakalar 5 güne kadar yayılmıştır. Programa dahil edilen bu yeni uzun mesafe koşuları bazı yazarlara göre Yunan şehirleri arasında haberleşmeyi sağlayan profesyonel koşucuların ağırlığı ile olmuştu. Bu habercilerin en tanınmışı hep anlatılan, Perslerle yapılan savaşta Atina'dan Isparta'ya kadar 200 km olan mesafeyi 2 günde koşarak askeri birliklerin savaşa katılmasını sağlayan Phidippdes'dir. Bugüne kadar adı gelen, Maraton galibiyetini Atina'ya bildiren ve haberi verdikten sonra ölen Phidippdes'in de kökeninde bu habercilerden olduğu iddia edilir.
11 - Bugünkü Modern Olimpiyat Oyunları'nın adeta sloganı haline gelen "Daha hızlı, Daha yüksek, Daha kuvvetli" sözcükleri Latince "Citius, Altius, Fortius" kelimelerinden gelmektedir.
12 - Modern Olimpiyatlar'ın kurucusu Baron de Coubertin'e göre; "Olimpiyatlar'daki en önemli unsur kazanmak değil, katılmaktır. Yaşamdaki en önemli unsur zafer değil, mücadeledir. Önemli olan birinci gelmek değil, sonuna kadar savaşabilmektir."
13 - Yine Eski Yunan'da yarışmalara katılmak isteyen her genç, Yunan vatandaşı da olsa, müsabakaların hakemlerine hırsızlık ya da cinayet gibi suçlardan sabıkalarının olmadığını ispatlamak zorundalardı. Olimpiyatlara katılacak sporcuların isimleri ile yarışacakları spor dallarını gösterir bir liste herkesin görebileceği bir yere asılır ve atletler, olimpiyat kurallarına uyacaklarına dair yemin ederlerdi.
14 - M.Ö. 776 yılında başlayan olimpiyatların, çıkışı ile ilgili olarak tarihçiler çeştli görüşler ileri sürmektedirler. Bazıları, olimpiyatların "Tanrılar Tanrısı Zeus" adına yapıldığını iddia ederken, diğer bir grup tarihçi de o devirde adı efsane olmuş bir kahraman olan Pelops'un hatırasına düzenlendiğini iddia etmektedirler. Bu görüşün çıkışı, efsanesi de şöyle: Bugünkü Peloponez Yarımadası'na adını veren Pelops, o zamanlar "Küçük Asya" diye anılan bugünkü Anadolu'dan gelen bir delikanlıdır. Efsaneye göre, Pelops, yöreyi yöneten hükümdarın kızı olan Hippodamia'ya aşık olur. Ama, hükümdar kızının evlenmesini kesinlikle istememektedir. Zira, hükümdarın hayatı, kendisine çok evvelden verilen bir bilgiye göre, kızının evlenmemesine bağlıdır. Kızı evlenince, kendisi de ölecektir. Bu nedenle, kızını almak isteyen herkesle atlı araba yarışına giren hükümdar, gayet iyi cins atları ve çok iyi bir arabası olduğundan, yarışmayı kazanmakta ve yarışı kaybeden de ölüme mahkum olmaktadır. Hükümdarla yarışmada yenik çıkacağını gayet iyi bilen Pelops, Hippodamia ile anlaşarak, araba bakıcısını rüşvetle elde eder, yarışı ve kızı kazanır. Ama, olayın ortaya çıkmasını önlemek için de arabacıyı öldürmek zorunda kalır. Arabacının, Pelops tarafından suda boğulurken onu lanetlemesi, sonunda tutar ve Pelops, kendi babası tarafından öldürülür. Yaşadığı sürece, yöreye yaptığı olumlu katkılardan dolayı, yöre halkı tarafından bir kahraman olarak tanınan Pelops adına ölümünden sonra çeşitli tören ve şölenlerin yapıldığını anlatan tarihçiler, M.Ö. VIII. Asırda zamanın hükümdarı olan Iphitus'un, Pelops adına ve sonra "Olimpiyatlar" diye anılan şölenleri başlattığını söylenir.
15 - Eski Yunan'da Olimpiyatlar sadece Yunanlı olanlara açıktı. Olimpiyatlara katılacak olanlar Yunanlı olduklarını ispatlamak zorundalardı. Ve yine o dönemde kadınlar seyirci olarak dahi oyunların gerçekleştirildiği sahaya alınmazlardı. Görevlilerin dikkatlerinden kaçarak sahaya giren kadın, yüksek bir tepeden aşağı atılarak ölümle cezalandırılırdı. Roma'nın Yunan topraklarını işgal etmesinden sonra, imparatorluk sınırları içindeki herkesin yarışmalara katılması sağlanmıştı.
16 - Yazarlar, olimpiyatların 28 asırlık tarihini başlıca üç bölüme ayırırlar. 1. M.Ö. 776 yılında başlayıp, M.S. 393 yılında Constantinople (İstanbul)'da bulunan Roma İmparatoru I. Theodasius tarafından sona erdirilen "Klasik ya da Eski Olimpiyatlar" olarak adlandırılan 1.169 yıllık dönem. 2. M.S. 393 yılından 1896 yılına değin geçen ve "Yarı Unutulmuşluk" devri diye adlandırılabilecek 1503 yıllık zaman dilimi. 3. 1896 yılında, bugün bildiğimiz olimpiyatların temelini atan ve devamlılığı için servetini ve ömrünü veren Fransız Boran de Coubertin'in başlattığı "Modern Olimpiyatlar."
17 - İlki 1896 yılında Atina'da düzenlenen Modern Olimpiyat Oyunları'na tarihinde iki kez ara verildi. Birinci Dünya Savaşı nedeniyle 1916'daki organizasyon gerçekleştirilemedi. 1936'daki XI. Olimpiyat Oyunları'ndan sonraki organizasyon için II. Dünya Savaşı nedeniyle 8 yıl beklemek gerekti. Savaş nedeniyle 1940 ve 1944 yıllarında kesintiye uğrayan Olimpiyat Oyunları, XIV.'sü olan 1948 Londra'ya teklif edildi. Ve savaşın sona ermesinin ardından oyunlar 40 yıl sonra yine Thames Nehri kıyısına gitmiş oldu.
18 - 1924 Paris Olimpiyat Oyunları'nda uzun atlamada altın kazanan ABD’li Willam D. Hubbard, Olimpiyat tarihinde bireysel bir müsabakada, altın madalya kazanan ilk siyahi atlet oldu.
19 - 1987'den bu yana 25 bisikletçi, kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttıran EPO maddesini kullandıkları için canlarından oldu.
20 - 1932 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarında Amerikalı bayan Atletler, 100 metre yarışında başarılı olamadılar. Bu mesafede yapılan yarışı Polonya'da doğmasına karşın çok küçükken Amerika'ya gelen ve burada yaşayan Stanislawa Walasiewicz kazandı. Amerika'da Stella Walsh olarak tanına bu atlet, Olimpiyatlar'da tam Amerika adına koşmasını sağlayacak işlemler tamamlanmak üzeydi ki son bir karar değişikliği ile Polonya adına koşacağını açıkladı. Olimpiyat seçmelerinde ve finalde dünya rekorunu egale eden Walsh, spor hayatı boyunca pek çok başarıya imza attı. Kanada'nın bu oyunlar için yayınladığı raporda "erkekler gibi uzun fulelerle" koşuyor şeklinde anlatılan bu sporcu, 1980 yılında, bir süpermarketi soyan hırsızlar tarafından öldürüldü. Yapılan otopsi sonucu, herkesin uzun yıllar bayan atlet olarak bildiği bu sporcunun kadın değil erkek olduğu ortaya çıktı.
|
OLİMPİK SPOR DALLARI
Yaz Sporları
Su Sporları (Yüzme, dalma, senkronize yüzme, sutopu)
Okçuluk
Atletizm
Badminton
Beyzbol
Basketbol
Boks
Kano
Bisiklet
Binicilik
Eskrim
Futbol
Cimnastik
Hentbol
Hokey
Judo
Modern Pentatlon
Kürek
Yelken
Atıcılık
Softball
Masa Tenisi
Taekwondo
Tenis
Triatlon
Voleybol
Halter
Güreş
Kış Sporları
Biatlon
Bobsleigh
Curling
Buz Hokeyi
Luge
Paten
Kayak
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|